16 Temmuz 2011 Cumartesi

ÖLÜMSÜZLEŞTİR KENDİNİ



Yazmak... Harfleri, heceleri, bir araya getirerek kelimeler, cümleler kur. İçinden geldiği gibi, hiçbir şey saklamadan tarihin o gizemli sayfalarına iz bırak. Konuştukların gibi rüzgara kapılıp uçmasın, dünya durana kadar yaşasın diye yaz.

Sdece kağıda değil; ağaca, taşa, duvara, kaldırıma, kitapların kuytu köşelerine, not defterlerine, günlüğe, ajandaya yaz. Kaleminin bitene kadar, yorulana kadar yaz. Aşkını, özlemini, arzularını, nefretini, sevdiklerini, sevmediklerini, düşüncelerini, hayallerini bıkmadan usanmadan yaz, yeter ki yaz.

Yaz ki bu mısralar da, satırlar da, dizeler de, cümleler de yaşa. Nazım Hikmet gibi Orhan Kemal gibi ölümsüzleştir kendini...

15 Temmuz 2011 Cuma

Her Türkiye Cumhuriyeti gencinin okuması gereken bir kitap...


Deniz, güneş kumsal...
Eee bir de elimde kitabım ve kulağımda müziğimle,
 dokunmayın keyfime

Kulağımda illa notaların dansının olması şart değil.
Doğanın eşsiz dinletisi; kendini rüzgara bırakmış dalgaların kumsala çarpışları daha da güzel bir ezgi olabilir.
Ancak bu ezgiye kulak verirken elimizde olması gereken kitaplardan bir de: 
Yılmaz ÖZDİL 'in  İsim, Şehir, Hayvan adlı kitabı.
Elbette bu benim tercihim; mizahi tarzı, sivri ve akışkan dili ile kimi zaman dalga geçişlerinde gülümsememe,
kimi zaman geçmişe gidişler ile gözlerimin dalmasına ve tüylerimin ürpermesine neden olan bu kitap.
Güneşin o eşsiz sıcaklığında içimi daha da ısıtıyor.
Özellikle şu günlerde  bize unutturulmak istenen kişileri, olayları, anıları hiç çekinmeden her gün, her satırında, her cümlesinde bizlere ve unutturmak isteyenlere hatırlatan Yılmaz ÖZDİL' e teşekkür ediyorum ve onlara inat defalarca bıkmadan, usanmadan okuyacağıma söz veriyorum...

Birkaç yıla kadar iki kardeştik, ancak sonradan hayatımıza öyle biri girdiki bizimle aynı kandan olmasada bizim üçüncü kardeşimiz oldu işte o ARZU...

nereye gitsek yanımızda, kanlı canlı olmasada heybeti ile orada :))

denedik içine baharat ekledik vee bizim adını koyduğumuz ARZE ;)